T.C. BİLİM,SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI DR. FARUK ÖZLÜ KONUŞMASI

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarını araştıran ve çözüm önerileri sunan İktisadi Araştırmalar Vakfı’nı, bu organizasyon için kutluyorum Bugün burada düzenlenen yarışma ve konferansın merkezine, beyin gücü kavramını koymuş olmanızdan, büyük memnuniyet duyduğumu belirtmek istiyorum. Bu isabetli tercihlerinden dolayı, İktisadi Araştırmalar Vakfı’nı tebrik ediyorum. Çünkü artık günümüzde ekonomiyi konuşurken, beyin gücünü yok sayamayız.  Beyin gücü ile beslenen bilimi ve bilimle beslenen teknolojiyi ön sıraya koymazsak, sadece bugünü değil, geleceği de kaybederiz. Bundan dolayı; 2023 hedefimize yürürken, çıtamızı  Bilim Merkezi, Teknoloji Üssü, İleri Sanayi Ülkesi Türkiye’ olarak koyduk.Diğer hedeflerimizi yakalamak için, ilk hedefin gerçekleşmesi, ülkemizin bilim merkezi olması gerekmektedir.Bilim Merkezi Türkiye hedefine yürürken, ana dayanak noktamız, beyin gücü olacaktır. Beyin gücünü ne kadar aktive edersek, bu hedefimize o kadar yaklaşırız.’Bilim Merkezi, Teknoloji Üssü, İleri Sanayi Ülkesi Türkiye’ hedefimizin ilk adımının, ‘Bilim Merkezi Türkiye’ olması, beyin gücüne olan desteğimizin yansımasıdır. Ekonomik dengelerin bugün yepyeni değişkenlere göre şekillendiğini  Bilim üzerinde yükselen teknolojik egemenlik, yeni aktörlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.Daha birkaç yıl önce ismi bilinmeyen bir marka, bugün ekonomik değer açısından, yüz yıllık markaları geride bırakıyor.  Yüksek teknoloji üreten firmalara sahip olan ülkeler, sadece ekonomik olarak değil, politik olarak da dünyada söz sahibi oluyor. Dünyanın en değerli markalarının, çok büyük oranda teknoloji şirketleri olduğunu görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nde en yüksek ciroya sahip olan 500 kurumun yarıdan fazlası, 2000 yılından sonra, yani son 15-20 yıl içinde kaybolup gitti.  Tüm bunlar; ekonominin, üretimin ve pazarlamanın kurallarının yeniden yazıldığını bize göstermektedir. Tüm bu paradigma değişimin odağında; bilim ve teknoloji vardır. Artık; geleceğin anahtarı teknolojidir. Biz, bu gerçeğin farkındayız. Türk ekonomisinin dinamosu, artık yüksek teknolojidir, yüksek teknolojili ürünlerdir. Bizim bütün çabamız; yüksek teknoloji anahtarıyla bütün kapıları açmak ve ülkemizi ileriye taşımaktır.

Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine giderken, geçeceğimiz yol bellidir. Sanayi 4.0’ın şekillendirdiği yeni dünya düzeninde, gücümüzü, bilimden ve teknolojiden alacağız. Bilimden ve teknolojiden beslenen, üretim ve katma değer odaklı bir sanayi politikasını hayata geçireceğiz. ARGE’yi ve inovasyonu, sanayi politikalarımızın merkezine koyacağız Bilimi ve sanayiyi birbirinden ayırmadan, aynı hedefe doğru yönlendireceğiz Bir süredir Türkiye’nin ticaret açığı verdiği sektörleri analiz ettiklerini  çözüm için yol haritası hazırlığı içinde olduklarını Türkiye’nin en fazla açık verdiği, en fazla ihtiyaç duyduğu alanların başında kimya ve ilaç geliyor. Türkiye 4 adet Petkim ölçeğinde tesisi kursa iç pazarı karşılıyor. Yani ciddi bir açık var. İkincisi yarı iletkenler ve elektronik, burada açık veriyoruz. Üçüncüsü makine ve teçhizat. Dördüncüsü otomotiv, motorlu taşıtlar. Burada bir potansiyel var.Türkiye’nin geçen seneki ihracatı yaklaşık 29 milyar dolar. Türkiye bunu ikiye katlayabilir. Bir diğer konu gıda. Gıda olunca bana biraz değişik geldi. Gıda sanayisi stratejik. Önümüzdeki dönemde bu 5 sektöre odaklanacağız. Bilişim ve yazılımı ise biz yatay düşünüyoruz.

Çalışmada normal bir senaryoya göre başka sonuçlar çıkıyor, agresif bir senaryo uygularsanız başka, dengeli bir sonuç uygularsanız başka sonuçlar çıkıyor. Üç senaryoyu da çalışmaya uyguladık, şimdi örneğin agresif bir senaryo uygularsak önümüzdeki 5+5 10 yılda, 147 milyar dolarlık imalat sanayimizin cirosunu 376 milyar dolara çıkarabiliyoruz. Bu elbette konsantre olmayı gerektiriyor.”

İktisadi Araştırmalar Vakfı’nı, geçen sene, ‘İmalat Sanayi, Verimlilik ve Endüstri 4.0’ konularında, ödül vermiş olmasından dolayı kutluyorum.İçinden geçmekten olduğumuz, Endüstri 4.0 sürecinin; ekonomik, politik ve bilimsel açıdan incelenmesinin zaruri olduğunu düşünüyorum. Alışık olduğumuz bütün üretim, tüketim ve pazarlama süreçlerini kökünden değiştiren Endüstri 4.0 hakkında; çok daha fazla sayıda master ve doktora tezlerinin yapılmasının gerektiğine inanıyorum. Patenti bize ait olmayan bu kavramı; bütün yönleriyle incelememiz, kendi Sanayi politikalarımızla uyumlu bir şekilde analiz etmemiz gerekiyor.”

“Yeni sanayi ve yeni toplum alanında yapılacak akademik çalışmalara ve yayınlara, karşılıksız destek vereceğiz.İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın; Endüstri 4.0 araştırmalarına, önümüzdeki yıllarda da katkı vereceğine yürekten inanıyorum.İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın, tez değerlendirme ve araştırma alanında verdiği ödüllerin, artarak devam etmesini diliyorum.Ödül alan araştırmacılarımızı tebrik ediyorum.”

 

İktisadi Araştırmalar Vakfı. Tüm Hakları Saklıdır.