BİLİM, TEKNOLOJİ POLİTİKALARI VE AR-GE KANUN ÇALIŞMALARI  (12 ŞUBAT 2016)

İktisadi Araştırmalar Vakfı Tarafından Düzenlenen Bilim, Teknoloji ve AR-Ge Kanun Çalışmaları Konulu Konferansta Konuşma Yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yrd. Doç. Dr. Sayın Hasan Ali Çelik’in Konuşma Metni

İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın Değerli Mensupları, Çok değerli Katılımcılar,

Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.Bugün sizlerle bir arada olmaktan, Ar-Ge Reform Paketi’ni sizlerle birlikte değerlendirecek olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Ar-Ge Reform Paketi, ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşıyor.Zira Türkiye’nin ekonomik ve sosyal hedeflerini yakalayabilmek için üzerinde en fazla durmamız gereken konuların başında bilim ve teknoloji geliyor. Ar-Ge Reform Paketiyle hayata geçirdiğimiz düzenlemeler, bilim, teknoloji ve yenilik ekosistemimizi ilgilendiren birçok önemli eylemden oluşuyor. Bu paketin hazırlık sürecinde, diğer kamu kurumlarımız, üniversitelerimiz, STK’lar ve reel sektörle çok yakın bir işbirliği içinde hareket ettik.

Seçimlerin ardından, bu reform paketimizi süratle TBMM gündemine taşıdık.Aslında bugün Sayın Bakanımız burada olacaktı, ancak TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin uzaması nedeniyle katılamadı. Bu vesileyle, Sayın Bakanımızın selamlarını da sizlerle iletmek isterim.

Değerli Konuklar, Türkiye ekonomisi, istikrarlı bir büyüme dönemi yaşamaktadır. Bu büyümenin hızını artırmak için kullanılabilecek çeşitli enstrümanlar vardır. Biz Hükümet olarak, büyümenin hızlı olması kadar, kaliteli, sıhhatli ve sürdürülebilir bir büyüme olmasına da çok dikkat ediyoruz. Bu nedenle, büyümenin ağırlıklı olarak üretim ve ihracat kaynaklı olmasına büyük bir önem veriyoruz.

Türkiye’nin ihracatı, yüzde 95 oranında sanayi ürünlerinden oluşuyor. İhracatımızı artırmada, diplomatik ilişkilere ağırlık vermek, iş insanlarımızın ve ürünlerimizin dünyada dolaşımını kolaylaştırmak ve böylece yeni pazarlara açılmak önemlidir, ancak yeterli değildir. Zira bizim daha fazla ürün ihraç etmenin ötesinde daha nitelikli, değerli, yüksek katma değerli ürünler ihraç etmemiz de gerekiyor.

Sanayide daha nitelikli üretime geçmek ve daha fazla katma değer oluşturmak için, Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ve tasarım gibi konulara yoğunlaşmış durumdayız. Hamd olsun, ülkemiz bütün bu alanlarda gerçekten de muazzam ilerlemelere, gelişmelere imza attı. 2014 yılında, toplam Ar-Ge harcaması 17,6 milyar liraya ulaştı. Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı tarihimizde ilk defa yüzde 1 seviyesini geçti. Bunlar, bundan 13-14 yıl önce hayal dahi edilemeyen, telaffuz dahi edilmeyen rakamlardı. Ancak bundan sonraki süreçte de hızımızı kesmeden, tam aksine hızımızı artırarak yolumuza devam etmeliyiz.

Ar-Ge harcamalarını daha da artırmalı, Ar-Ge yoğunluğunu yüzde 3 seviyesine çıkarmalıyız. Ar-Ge çalışmalarının ticarileşmesi için kurduğumuz mekanizmaları daha etkin hale getirmeliyiz. Bakınız, 2002’de 36 milyar Dolar olan ihracatımızın yüzde 47’si düşük teknolojili ürünlerden oluşuyordu. Geçtiğimiz yıl ise düşük teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payı yüzde 35’e geriledi.

Düşük teknolojiden orta-düşük teknolojiye ve orta-düşük teknolojiden orta-yüksek teknolojili ürünlere doğru bir geçiş yaşamamız, ihracat artışımızda önemli bir rol oynadı. Tıpkı birinci atılım döneminde bu değişimi yaşadığımız gibi, şimdi ikinci atılım döneminde de yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payını artıracağız. Şu an yüzde 4 civarında olan bu oranı, yüzde 15’e çıkaracağız. Peki, teknoloji seviyesini artırmamız neden önemli?

Bakınız, 2014 yılında düşük teknolojili firmaların karlılık oranı yüzde 5,6 iken, yüksek teknolojili firmaların karlılık oranı ise yüzde 8,1’dir. İhraç ettiğimiz düşük teknolojili ürünlerin kilogram fiyatı 3,6 dolar iken, yüksek teknoloji ürünlerin kilogram fiyatı 34 dolardır. Bugün dünyada en yüksek marka değerine sahip 10 firmadan 7’si, yüksek teknolojili sektörlerde faaliyet göstermektedir. Bütün bu örnekler, yüksek teknolojiye geçişin önemini bir kez daha kanıtlamaktadır,

Sayın Başkan, Değerli Misafirler, Ar-Ge Reform Paketimizi hazırlarken, 6 temel hedef belirledik.

Tasarım faaliyetlerini destek kapsamına almak,

Ar-Ge yatırımlarını ve nitelikli üretimi artırmak,

Ar-Ge personelinin niteliğini ve istihdam olanaklarını geliştirmek,

Ar-Ge faaliyetlerinin daha fazla ticarileşmesini sağlayacak eylemleri hayata geçirmek,

Üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek,

Ar-Ge ve Yenilik desteklerimizin koordinasyonunu daha etkin bir hale getirmek.

Bütün bu hedefleri ve eylemleri belirlerken, üretimde nitelik ve katma değer artışına yoğunlaştık. Sizlerle sadece bir örnek paylaşmak istiyorum. Girişimci Bilgi Sistemi’nin verilerini incelediğimizde, imalat sanayinin genelinde, tasarım yapan firmaların yapmayanlara göre daha yüksek faaliyet karı elde ettiklerini gördük. Mesela 2014 yılında, hazır giyim sektöründe, tasarım yapmayan firmaların faaliyet karlılığı yüzde 4,5 iken tasarım yapanların faaliyet karlılığı ise yüzde 7,3 olmuştur.

Türkiye’nin ihraç ettiği erkek gömleği kg başına ortalama 26 dolardan satılırken İtalya’da 98 dolardan satılıyor ve bu fark, büyük oranda tasarımdan kaynaklanıyor. Biz de bu gerçekten hareketle, bu pakete, firmalarımızın tasarım faaliyetlerini desteklemeye yönelik unsurları ilave ettik. Reform paketinde yer alan tüm eylemlerin arka planında, işte buna benzer bilgiler, tespitler, tecrübeler ve hikâyeler yer alıyor. Bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için nokta atış diyebileceğimiz çok sayıda eylem belirledik.

Değerli Katılımcılar, Bu eylemlerin hepsini paylaşmam mümkün değil elbette; ancak öne çıkan bazı başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışan Ar-Ge ve Tasarım personeline sağlanan gelir vergisi istisnası oranlarını artırıyoruz.

Bu oranı, doktoralı çalışanlar için %95’e, yüksek lisans mezunları için %90’a çıkarıyoruz. Çalışan temel bilimler mezunuysa istisna oranını %90, temel bilimler mezunu olup yüksek lisans da yaptıysa %95 olarak belirledik.

TÜBİTAK, ilköğretimden doktora sonrasına kadar başarılı kişilere burs ve destek veriyor. Ancak lisans ve üstü eğitimlerde, TÜBİTAK’tan burs alanların KYK bursu kesiliyor. Yaptığımız değişiklikle, bu kesintiye son veriyoruz.

Üniversite-Sanayi İşbirliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin bu faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirleri artırıyoruz.

Döner sermaye kesintisinden sonra öğretim üyelerimizin eline geçen pay gelirin yüzde 54’üne tekabül ediyordu. BU oranı en az yüzde 85 olacak şekilde artırıyoruz. Ayrıca öğretim üyelerinin bu projelerden elde ettikleri gelirle ilgili gelir ve damga vergisi kesintisine de son veriyoruz.

Yine benzer bir amaçla, KOSGEB tarafından görevlendirilen öğretim üyelerine ödenen ücretleri “döner sermaye kapsamı” dışına alıyoruz.

Tasarım merkezlerinin de Ar-Ge merkezlerinin yararlandığı tüm destek ve muafiyetlerden yararlanmasını sağlıyoruz.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde gerçekleştirilecek tasarım faaliyetlerini destek ve muafiyet kapsamına alıyoruz.

Bilişim, sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık gibi sektörlerde, İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin kurulmasının önünü açıyoruz.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ndeki “kira üst limitlerini” gerektiğinde Bakanlığımız belirleyebilecek. Böylece TGB’lerde kiraların aşırı yükselmesini önlemeyi amaçlıyoruz.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde bölge yönetici şirketinin taşınmazlarını emlâk vergisinden muaf hale getiriyoruz.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde, Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışan personelin, projelerle veya lisansüstü eğitimleriyle ilgili dışarıda geçirmeleri gereken süreleri muafiyet kapsamına alıyoruz.

‘Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi’nin kapsamını genişletiyoruz.

Kamu ihalelerinde ‘iş bitirme belgesi’ yerine geçen bu belgeye sahip firmalar, bugüne kadar yaklaşık 1 milyar liralık ihale kazandılar. Yaptığımız düzenlemeyle, daha fazla firmanın bu belgeye sahip olmasının önünü açmış olacağız.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde, yabancı uyruklu Ar-Ge ve tasarım personelinin istihdamının önündeki engelleri kaldırıyoruz.

“Teknogirişim Sermayesi Desteğine başvuru için gerekli olan mezuniyet sonrası süreyi 10 yıla çıkarıyor, yine bu desteğin üst limitini 500 bin liraya kadar çıkarma yetkisini alıyoruz.

En önemli adımlarımızdan biri olarak, siparişe dayalı Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerini de vergi indiriminden yararlanmasını sağlıyoruz.

Sipariş yoluyla gerçekleştirilecek Ar-Ge ve tasarım harcama tutarının yüzde 50’sini sipariş veren ve diğer yüzde 50’sini de sipariş alan firmalarımızda Ar-Ge indirimine tabi tutmayı düşünüyoruz. Bu adımın, özellikle Ar-Ge veya tasarım merkezi kurmaya güç yetiremeyen KOBİ’lerimiz için bir devrim niteliğinde olduğuna inanıyoruz.

Ar-Ge Merkezlerinde istihdam edilen temel bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, 2 yıl süreyle Bakanlık olarak biz karşılamaya başlıyoruz.

TÜBİTAK’ın vermeye başladığı Temel Bilimler bursu ile başarılı öğrencilerin bu bölümlere olan ilgilerini artırmıştık. Şimdi de bu bölümlerden mezun olan gençlerin istihdamı kolaylaştırmayı hedefliyoruz.

Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri kapsamında dışarıdan temin edilen ürünlere “Gümrük Vergisi İstisnası” getiriyoruz.

Böylece hem proje sürelerini hem de maliyetleri düşürmek istiyoruz. Mavi hat uygulaması için de ayrıca bir yönetmelik değişikliği yapılacaktır.

Ar-Ge Merkezi kurmak için gerekli en az Ar-Ge personeli sayısını 30’dan 15’e düşürme yetkisini Bakanlar Kurulu’na veriyoruz.

Bu sayıyı daha önce 50’den 30’a düşürdük ve Ar-Ge merkezi sayısının hızla arttığını gördük. Rakamın bazı sektörlerde 15 kadar düşmesinin özellikle KOBİ’lerimiz için çok değerli olacağına, birçok KOBİ’nin de Ar-Ge merkezi kurabilir hale geleceğine inanıyoruz.

Değerli Konuklar,

Sizlerle bu reform paketini hazırlama amacımızı, neden bu reformlara ihtiyaç duyduğumuzu ve kanun değişikliklerinin ilk bölümünde öne çıkan bazı eylemleri paylaştım. Bu eylemlerle, çalışanlardan işverenlere, orta öğretimdeki öğrencilerimizden akademisyenlerimize, büyük firmalardan KOBİ’lerimize kadar bilim ve yenilik ekosistemini oluşturan herkese, her birime yönelik ciddi adımları hayata geçiriyoruz.

Gördüğünüz gibi, artık ince işçilik yapıyoruz. Hedefi tam 12’den vuruyoruz. Bakınız, 64’üncü hükümet, sadece 2,5 ay önce kuruldu. Bir aylık vaatlerimizi tamamladık. Üç aylık vaatlerimizi de büyük oranda tamamlamış durumdayız. Bu kısa süre içinde, Ar-Ge Reform Paketini de TBMM gündemine taşıdık. Reform paketindeki eylemlerle ilgili gerekli ikincil mevzuatın hazırlıklarına da zaten başlamış durumdayız. Kanunun Resmi Gazete’de yayımlanmasını müteakip, inşallah ikincil mevzuatı da en kısa sürede hayata geçireceğiz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, şu anda ‘Üretim Reform Paketi’nin üzerinde de çalışıyoruz. İnşallah, o pakete de en kısa sürede son halini vereceğiz.

Önümüzdeki dönemde, Ar-Ge ve Yenilik ekosistemimiz açısından çok önemli olan Patent Kanunu, TÜBA kanunu ve TÜBİTAK Kanunu gibi çalışmaları da müstakil olarak hayata geçireceğiz. Özellikle TÜBİTAK’ın reel sektörle daha fazla işbirliği yapmasını sağlayacak modeller oluşturacağız. Umut ediyorum ki, bu adımlarımızla birlikte, bilim ve teknoloji politikalarında çok daha güçlü, çok daha başarılı bir ülke inşa edeceğiz. Bu konulara, sivil toplum kuruluşlarımızın da yoğun ilgi gösterdiklerini görmekten ayrıca memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ar-Ge Reform Paketiyle ilgili bu toplantıyı tertip ettiğiniz için sizlere özellikle teşekkür ediyorum.

Ar-Ge Reform Paketi’nin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, İAV Başkanı, Ticaret Üniversitesi Rektörü, Bilim insanlarını ve tüm konukları sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

 

İktisadi Araştırmalar Vakfı. Tüm Hakları Saklıdır.