BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN – Türkiye Ekonomisi ve Bankalar Konulu Konferans

Mehmet Ali AKBEN

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı

Sayın Mehmet Ali AKBEN’in Konuşması

Son dönemde yaşadığımız küresel finansal çalkantılarda hep birlikte bir kez daha şahit olduk. Bu noktada belirtmek gerekir ki, Türk Bankacılık Sektörü ve genel olarak finans sektörümüz, küresel çalkantıların yaşandığı bu süreci basiretli bir şekilde yönetmeyi başarmıştır. Bankacılık sektörünün güçlü yapısı ve gelişiminde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu etkin rol oynamaktadır. Bu yıl BDDK’nın faaliyete geçmesinin 20. yıl dönümüdür. Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip bir otorite olarak kurulan BDDK 2005 yılında yayımlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile de bağımsızlık, etkinlik ve kapasite açısından güçlendirilmiştir. Geçtiğimiz hafta Meclis Genel Kurul’unda kabul edilen yasa teklifi ile BDDK bankacılık sektörüne daha fazla yapısal kazanım sağlayacak bir noktaya ulaşacaktır. Basel ilkeleri ile uyumlu şekilde düzenleyici çerçeveyi iyileştiren değişiklikler ile sistemin sağlamlığı daha da güçlenecektir.”

BDDK’nın dünyadaki bankacılık düzenleyici kurumlarının ilerisinde örnek uygulamalara imza attığını, yurtiçinde de birçok stratejik konuda öncü rol oynadığını ifade ederek, “Küresel ekonomik sistemin yeniden şekillendiği, yeni dengelerin oluşturulduğu bu dönemde Türkiye olarak, dünyadaki birçok ülkeye göre çok büyük avantajlara sahibiz. Bunlardan biri bölgesel ve küresel finans merkezi olma konusundaki azmimizdir. Bu kapsamda İstanbul Finans Merkezi Projesinin hayata geçmesi için her türlü desteği vermek adına çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

‘SON 16 YILDA 20 KAT BÜYÜME KAYDETTİK’

Türk bankacılık sektörünün son 16 yılda 20 katlık bir büyüme kaydettiğini ve 2002 yıl sonunda 213 milyar TL olan aktif toplamın 2019 yılsonu itibarıyla 4,5 trilyon TL’ye, aynı dönemler arasında şube sayısı yüzde 84 oranındaki artış ile 11 bin 374’e, personel sayısı ise yüzde 65 oranında artış ile 204 bin 626’ya ulaştığını, küresel belirsizliklere rağmen son bir yıllık dönemde yüzde 16 büyüme kaydeden bankacılık sektörünün, büyüme potansiyelini sürdürmekte olduğunu belirtmek isterim.

Bankacılık sektörümüz uzun zamandır kamuyu finanse eden bir sistem olmaktan çıkarak gerçek işlevi olan ekonominin finansmanına yönelmiştir.”Kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla birlikte menkul değerler portföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payı 2002 Aralık döneminde yüzde 40 seviyesinde iken 2019 yılsonu itibarıyla yüzde 17,6 ‘ya gerilemiştir. Böylece, aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri 2,66 trilyon TL’ye ulaşmış ve kredilerin aktif toplamı içindeki payı yüzde 60 seviyesine yükselmiştir.

Geleneksel olarak mevduat ağırlıklı kaynak yapısına sahip olan sektörümüzün 2019 yılsonu itibarıyla mevduat toplamı 2,6 trilyon TL düzeyindedir. Geçtiğimiz yıllarda bankalarımız kredi büyümesini fonlayabilmek için kaynak çeşitlendirmesine yönelmiştir. Düşük yurtiçi tasarruf eğiliminin de etkisi ile maliyet avantajı nedeniyle yurtdışı kaynaklar kullanılmış, ayrıca menkul kıymet ve sukuk ihraçları alternatif bir fon sağlama yöntemi olmuştur.”

Son zamanlarda atılan bir diğer önemli adımın da reel sektörün desteklenmesi amacıyla “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları” ile kredilerin yeniden yapılandırılmasına olanak sağlandığını ifade ederek, son dönemde yaşanan faiz düşüşü ile birlikte bankaların hem mevcut kredilerini yapılandırma hem de reel sektöre finansman sağlama imkânlarının arttığını, söz konusu anlaşmaların, BDDK tarafından onaylanmasıyla reel sektörün finansman konusunda yaşadığı sıkıntıların giderilmeye başlandığını söyleyebilirim.

Makro ihtiyati tedbirler kapsamında hane halkı borçluluğunu sınırlandırmaya yönelik yeni adımlar atılmaya devam ettiğini bu çerçevede yurtdışından ithal edilen cep telefonlarına ilişkin taksit sınırının kademeli olarak düşürüldüğünü bu sayede, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın almış olduğu diğer önlemlerle birlikte cep telefonu ithalatı için ülkemizden çıkan döviz yekünü 3,1 milyar dolardan 1,8 milyar dolara kadar düşürüldüğünü BDDK’nın misyonlarından birinin de finansal istikrarı desteklemek olduğunu belirtmek isterim.

“BDDK olarak piyasalarda adım atmamızı gerektiren durumlarda proaktif yaklaşımımızı ortaya koyuyoruz. Swap kararları ve benzer ihtiyaçların doğması halinde BDDK daima zamanında devreye girerek gereğini yapmıştır. Kurum bu etkin duruşunu koruyarak görev alanını 7 gün 24 saat izlemeye devam edecektir.

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, bankaların ücret ve komisyonlarındaki düzenlemeler de son dönemdeki önemli gündem maddelerimizden biridir. Bu anlamda bankaların ücret, komisyon ve bankacılık hizmet gelirlerine fazla odaklanmaları hem müşteri hakları hem de banka finansal sağlamlığı için tehdit oluşturmaktadır. Son dönemlerde bu yönde gelen şikâyetlerdeki önemli düzeyde artış yaşanması ve komisyon ve hizmet gelirlerinin bankaların toplam gelirleri içerisindeki payının aşırı şekilde yükselmiş olması Kurumumuzu önlem almak mecburiyetinde bırakmıştır.

Çin’in Vuhan Eyaletinde başlayıp sınırlarımıza kadar gelen korona virüsünün etkileri ile dünya ticaretinin istikrarsızlaştığını çok açık bir şekilde belirterek, dünya ticaretinde başlayan yeni arayışlarla birlikte Türkiye ekonomisinin öne çıkmasının beklendiğini, dengeli ve güçlü Türk Lirasının varlığı ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla dünya pazar payımızın artması açısından da büyük önem taşıdığını siz sayın katılımcılara aktarmak isterim.

İktisadi Araştırmalar Vakfı. Tüm Hakları Saklıdır.